Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İçimden Uğurluyorum Seni

  İçimden Uğurluyorum Seni İçimden uğurluyorum seni Büyük bir kabullenişle, Biraz sızıyla, ıssızlık parçası. Geçmişe dalmayla karışık. Gelmiştin ama artık gidiyorsun, Gitmelisin de.  Bir daha gözlerin değmemeli gözlerime. Nasıl sustuysan şimdi de susmalısın. Nasıl direndiysen gerçeğe,  Öyle kalmalısın, Bende. İçimden ilk kez uğurlamıyorum seni, Defalarca olağan gücümle, Siliyorum bak yine. Bu sefer bağırarak değil,  Susarak, kabul ederek, Uğurluyorum. Bir daha anmamak üzere.  Simge Damar

Dağlarda Kalan

  Dağlarda Kalan Sendin eriten karlarını dağların Işırdı bütün yamaçlar seni görünce  Zaman, aramızda bir şeydi yarattığın Bir başka ölümsüzlüktü seninle her gece  O karlı yapraklarına ışık tuttuğun  Çam ağaçları inlerdi derinden derinden Her akşam bir rüzgar olup gelirdi kokun Kır çiçeklerinden, dağ zirvelerinden  Ellerindi çekilir yapan bir ömrü Zamanı değerlendiren dudaklarındı Unutulmaz seninle söylenen her türkü O emsalsiz günlerden şimdi ne kaldı Yalnız hatıran... Kah bir beste, kah bir şiir Ve hala o dağlarda senin adın söylenir Ümit Yaşar Oğuzcan

Telgrafhane

  Telgrafhane Uyuyamayacaksın Memleketinin hali  Seni seslerle uyandıracak Oturup yazacaksın Çünkü sen artık o eski sen değilsin Sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin, Durmadan sesler alacak Sesler vereceksin, Uyuyamayacaksın Düzelmeden memleketinin hali Düzelmeden dünyanın hali Gözüne uyku girmez ki Uyuyamayacaksın Bir sis cani gibi gecenin içinde Ta gün ışıyıncaya kadar Vakur metin sade  Çalacaksın.  Melih Cevdet Anday                            (Gülhane Alay Köşkü, Telgrafhane-i Amire Binası 1893)