Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ân

Bir ân da ne kadar kalınabilirse Bir durakta ne kadar beklenebilirse Gökyüzüne ne kadar bakılabilirse Yağmurun altında ne kadar durulursa Bir çiçek ne kadar çok koklanabilirse Dizlerinin üzerine ne kadar düşülebilirse Ama bi o kadar da ayağa kalkılabilirse O kadar. Ânsızlık, tarif edilemeyecek kadar umutsuzluktur. Ân, o kadar büyüler ki insanı hiç kıpırdamak istemezsin birden kaybolabilir diye. Göz kırpmadan her ânı yaşamak istediğin zamanları kolay silemezsin. Belki o ânları yedeklersin ama hiçbiri kaybolmaz hep oradadır. 

Türk Edebiyatının İlk Kadın Romancısı

 Çoğumuz onu babası Ahmed Cevdet Paşa'dan, öğretmeni Ahmet Mithat Efendi'den bilmekteyiz. Ruhu ve kıyaslanamaz kişiliğiyle tanıyanımız pek azdır. Kendisi Türk edebiyatının ilk kadın karakteri olan Refet'i bizlere kazandırmış. Yazdığı karakterle çocuklara rol model kurgulamış ve onu romana ilmek ilmek dokumuştur. İlk kadın romancımız Fatma Aliye (Topuz), 1889'da "Bir Kadın" imzasıyla George Ohnet'den çevirdiği "Meram" romanıyla edebiyat dünyasına adımını atar. İkinci yapıtını da 1891'de yayımlanan Hayal ve Hakikat'i Ahmet Mithat'la yazar. Ardından sırasıyla Muhadarat, Refet, Levayih-i Hayat, Udi ve Enin romanları kendi adıyla yayımlanır. Fatma Aliye, içinde bulunduğu dönemin sosyal hayatı ve yenilikleri kadar savaş ve felaketleriyle de ilgilenmiştir. Tercüman-ı Hakikat’te yazdığı makalelerle Türk-Yunan Savaşı’nda yaralananlara çok miktarda yardım malzemesi sağlamakla kalmamış, ilk kadın derneği olan Cemiyet-i İmdadiye (1908) adlı yardı

Cinsiyet eşitliği değil, hakların eşitliği!

Virginia Woolf, feminist bir yazar olarak anılsa da kendisi için bu sıfatı hiçbir zaman kullanmadı. Woolf, cinsiyetlerin "eşitliği" değil "haklarının" eşitliğini savunmuştur. Elbette bir erkek ve kadın fiziksel anlamda eşit değildir. Fakat haklarımız ve özgürlüklerimiz eşit olmalıdır.  "Kadınlar milyonlarca yıl boyunca evlerin içinde oturdu, şimdi ise bu duvarlar onların yaratıcı güçleri tarafından delinmiştir." Diyor yazar. Mekandan değil ruhtan ve fikirlerden bahsediyor. Kadınlara giydirilen kalıpları, toplumun dayattığı kuralları, duvarları kaldırmaktan ve fikir olarak özgür olmaktan bahsediyor.  Haklarımızı korumak istememiz ve fikir özgürlüğüne olan hasretimizi dillendirmemiz 2020 yılında o kadar gülünç ki. Geliştiğimizi düşünenleriniz olabilir ama bu konuda yüzyıllardır toplumca aşamadığımız bir durum var. Yüzyıllar boyunca gibi bir ifade kullanmamın sebebi, Türkçe'nin ilk kadın romancısı Fatma Aliye'nin "Refet&q