Ana içeriğe atla

Dağlarda Kalan

 

Dağlarda Kalan

Sendin eriten karlarını dağların

Işırdı bütün yamaçlar seni görünce 

Zaman, aramızda bir şeydi yarattığın

Bir başka ölümsüzlüktü seninle her gece 


O karlı yapraklarına ışık tuttuğun 

Çam ağaçları inlerdi derinden derinden

Her akşam bir rüzgar olup gelirdi kokun

Kır çiçeklerinden, dağ zirvelerinden 


Ellerindi çekilir yapan bir ömrü

Zamanı değerlendiren dudaklarındı

Unutulmaz seninle söylenen her türkü


O emsalsiz günlerden şimdi ne kaldı

Yalnız hatıran... Kah bir beste, kah bir şiir

Ve hala o dağlarda senin adın söylenir

Ümit Yaşar Oğuzcan



Yorumlar

  1. Bu şiir bende sevdiğinle şömine başında sohbet ediyormuşsun hissi uyandırıyor. "Bir başka ölümsüzlüktü seninle her gece" diyor ya hani sevdiğimizle yan yanayken zamanı durdurmak isteriz, o an sanki upuzundur, o an için ölümsüz olmak, sonsuzluğu keşfetmek isteriz.

    YanıtlaSil
  2. Ümit Yaşar OĞUZCAN'ın olduğunu bilmiyordum bu şiirin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şiir Denizi 1 kitabından bir alıntı. Bakmanızı tavsiye ederim.

      Sil
    2. Teşekkür ederim Simge Hanım.

      Sil
  3. Pazartesi sabahım çok güzel başladı , bir fincan kahve ve biraz şiir :)

    YanıtlaSil
  4. Takibe aldim sizi. Telegramdan keşfettim bittabi😄 sevgiler

    Bu arada bu adamın şiirlerini cok severim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şiir Denizi 1'i mutlaka okumalısınız. İlginiz için teşekkürler ben de sizi severek takip ediyorum. Sevgiler. :)

      Sil
  5. Telegram dan geldim. Pek sevdim bloğunu😀

    YanıtlaSil
  6. Şiir ne güzel şey. kısacık olsa bile içinde milyonlarca duygu barındırıyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeryüzündeki Tek Çatımız Gökyüzü

      Aile büyüklerimizin çoğu Bulgaristan ve Romanya göçmeni. Zamanında Türkiye’ye gelen aile büyüklerimiz göçebe hayatını devam ettirmek zorunda kalmışlar. Çünkü, Türkiye’de istenmemişler. Türk olmalarına rağmen. İstenmeme sebepleri ise ecnebi diye nitelendirdikleri yabancı kültürü Türkiye’ye onların getirmesiymiş. Bu bilgileri dedeme de dedesi anlatmış. Zar zor yerleşebilen göçmenler hep bir arada yaşar, yaptıkları evlerin dışını mavi renge boyarlar maviyi çok severlermiş. Dış cephesi mavi olan bu evlere dışarıdan bakanlar anlarmış ki bu ev göçmen evi. Göçmenlerin h emen hemen her eşyası mavi olurmuş.  Müstakil evlerinin dışını da hala usulen mavi boyarlar. -  Peki bu mavi ne anlama geliyor ? - Gökyüzü.  Cevap bu kadar basitti. Sonra dedem anlatmaya başladı. Göçmenler kolay kolay bir yere ait hissedemiyorlar, orayı ev veya yurt olarak benimseyemiyorlarmış. Gökyüzü ise nereye giderlerse gitsinler onların tek çatısı olmuş.  Göçmenler arasında mavi r...

Öğretmen

Biraz nostalji..     Bugün çok ilgimi çeken bir filmden bahsetmek istiyorum. Kemal Sunal' ın başrolünde oynadığı 1988 yapım olan ''Öğretmen'' filmi. Bu filmde sosyal mesajlar toplumsal roller mevcut. Hikaye, Hüsnü öğretmenin köyden büyük şehir olan İstanbul'a tayininin çıkmasıyla başlıyor. Başta İstanbul'da yaşamanın zor olacağını ama sonuna kadar mücadele edeceğini bilen Hüsnü Öğretmen pes etmeyi hiç düşünmüyor ve tüm olumsuzluklara rağmen rollerini karıştırmıyor; evde baba, okulda öğretmen. Köyde yaşadığı hayatın rahatlığını sık sık dile getiriyor, dalından koparıp yiyemediği domatesi mahallede tezgahtan satın almanın zorluğu ve gerek ev kiralarının iki katı olmasının getirdiği bütçe sıkıntısına vurgu yapılmıştır. O dönemde öğretmenlerin ek işlerinin olduğunu herkesin geçim sıkıntısı yaşadığını görmekteyiz. Bütün bunlar bir yana öğretmenlik yaparken çocukları iyi gözlemleyip sıkıntılarına yardımcı olmaya çalışıyor bu sayede minik kalpleri fethediyor. Gö...