Ana içeriğe atla

Türk Edebiyatının İlk Kadın Romancısı


 Çoğumuz onu babası Ahmed Cevdet Paşa'dan, öğretmeni Ahmet Mithat Efendi'den bilmekteyiz. Ruhu ve kıyaslanamaz kişiliğiyle tanıyanımız pek azdır. Kendisi Türk edebiyatının ilk kadın karakteri olan Refet'i bizlere kazandırmış. Yazdığı karakterle çocuklara rol model kurgulamış ve onu romana ilmek ilmek dokumuştur. İlk kadın romancımız Fatma Aliye (Topuz), 1889'da "Bir Kadın" imzasıyla George Ohnet'den çevirdiği "Meram" romanıyla edebiyat dünyasına adımını atar. İkinci yapıtını da 1891'de yayımlanan Hayal ve Hakikat'i Ahmet Mithat'la yazar. Ardından sırasıyla Muhadarat, Refet, Levayih-i Hayat, Udi ve Enin romanları kendi adıyla yayımlanır. Fatma Aliye, içinde bulunduğu dönemin sosyal hayatı ve yenilikleri kadar savaş ve felaketleriyle de ilgilenmiştir. Tercüman-ı Hakikat’te yazdığı makalelerle Türk-Yunan Savaşı’nda yaralananlara çok miktarda yardım malzemesi sağlamakla kalmamış, ilk kadın derneği olan Cemiyet-i İmdadiye (1908) adlı yardım derneğini de kurmuştur. Ülkemizi ilgilendiren konularda Batı’daki, özellikle Fransa’daki gelişmeleri izlemiş, Emile Julyar adlı bir Fransız yazarının Doğu ve Batı Kadınları adlı kitabını Fransız gazetelerine yazdığı bir mektupla eleştirmiş ve bu tavrı ile Paris’te büyük yankı uyandırmıştır. Aynı tarihlerde İstanbul’a gelen ünlü Fransız yazarı Claude Farrere, Fatma Aliye’yi ziyaret etmiş ve bu davranışından dolayı kendisini kutlamıştır (Kızıltan 1993: 294).

Refet ve Udi Türk edebiyatının çalışıp ayakları üzerinde duran, eğitime önem veren ilk kadın karakterleri anlatır. Romanlarındaki başkarakterlerin hepsi mücadeleci ve güçlü kadınlardır. Hatta İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkan Refet'in sunuş kısmında konusu bağlamında, Reşat Nuri Güntekin'in Çalıkuşu romanına ilham olduğu yazıyor. Yapıtları yurtdışında da ilgi görmüştür. Kadınlara ait en uzun süreli yayın olan Hanımlara Mahsus Gazete'nin ilk gününden beri etkin kalemini konuşturmuştur. Fatma Aliye makalelerinde İslam'ı ataerkil yorumlarından sıyırarak yorumlamayı önerir ve çokeşliliği, evlilik ve örtünmeyi bu yaklaşımla ele alır. Döneminde büyük bir cesaret, inat ve direniş sergileyerek kalemi elinden bırakmamış, kendinden sonra gelen kadın edebiyatçıları da yazılarıyla desteklemiştir. Eserlerinden Levayih-i Hayat (Hayattan Sahneler) bir mektup romanıdır. 11 mektuptan oluşan bu roman, Osmanlı kadınlarının evlilikteki sorunlarını ve toplumun evlilikle ilgili görüşlerini anlatmaktadır. Işık tuttuğu başka bir konu ise kadınların aldıkları eğitimle çok daha farklı insanlarla evlenebileceği ve kendi ayakları üzerinde durarak maddi anlamda kimseye boyun eğmeyeceğinin önemini vurgulamaktadır. Eğitimin kadınlara büyük bir güç verdiğinin altını çizmiştir.   Bir diğer önemli eseri Refet'in vurgusu da eğitimle kadınların kendi ayakları üzerinde durması ve eğitim gören kadınların toplumu etkilemesidir. Eğitimle kadınların kendileri hakkında nasıl düşünmesi gerektiğine ve kendi değerlerinin karşı cinsten gelen bir ilgiyle alakası olmadığına dikkat çekiyor. Eser bu bakımdan da ilktir. Kadınların çalışarak, kazanarak, ruhunu güzelleştirerek daha güçlü olacaklarını söylüyor ve görüntülerin birer yanılsama olduğunu sıklıkla ifade ediyor. İlim uğruna ağaran saçların güzelliğinin hiç bitmeyecek bir güzellik olduğunu yürekten anlatıyor. Kadınların gerçek güzellik hakkında düşünmelerini sağlıyor ki o dönemde bunları ifade edebilmek büyük bir cesaret. Kadınların güçlü yanını keşfetmesi için bu eserler özümsenmelidir. 

Yaralandığım kaynaklar:                                                                                                                                 Özkan, N . (2017). İlk Kadın Romancımız Fatma Aliye'nin Yetiştiği Sosyal ve Kültürel Ortam . Söylem Filoloji Dergisi , 2 (2) , 180-192 . DOI: 10.29110/soylemdergi.357420                                                                                                               

Aliye,F.(2020)Refet.İstanbul:Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.                                                                                         

Aliye,F.(2020)Levayih-i Hayat.İstanbul:Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

 

Yorumlar

  1. Fatma Aliye'yi tanımak güzeldi. ��

    YanıtlaSil
  2. Çok bilgilendirici olmuş, teşekkürler .

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BÜTÜN

Anın parçalanmaz geçitleri paramparça oldu. O boşluktan içeri ışık girdi. Esaretinde bağımsız bir içtenlikle Sildi göz yaşlarını. Sırılsıklam karşılaşırsan kendine Şaşırma! Sınırlı anlayışlarınla Dağıldın bu çatışmada Ama yok olmadın da o farkındalıkta! Simge Damar

Yeryüzündeki Tek Çatımız Gökyüzü

      Aile büyüklerimizin çoğu Bulgaristan ve Romanya göçmeni. Zamanında Türkiye’ye gelen aile büyüklerimiz göçebe hayatını devam ettirmek zorunda kalmışlar. Çünkü, Türkiye’de istenmemişler. Türk olmalarına rağmen. İstenmeme sebepleri ise ecnebi diye nitelendirdikleri yabancı kültürü Türkiye’ye onların getirmesiymiş. Bu bilgileri dedeme de dedesi anlatmış. Zar zor yerleşebilen göçmenler hep bir arada yaşar, yaptıkları evlerin dışını mavi renge boyarlar maviyi çok severlermiş. Dış cephesi mavi olan bu evlere dışarıdan bakanlar anlarmış ki bu ev göçmen evi. Göçmenlerin h emen hemen her eşyası mavi olurmuş.  Müstakil evlerinin dışını da hala usulen mavi boyarlar. -  Peki bu mavi ne anlama geliyor ? - Gökyüzü.  Cevap bu kadar basitti. Sonra dedem anlatmaya başladı. Göçmenler kolay kolay bir yere ait hissedemiyorlar, orayı ev veya yurt olarak benimseyemiyorlarmış. Gökyüzü ise nereye giderlerse gitsinler onların tek çatısı olmuş.  Göçmenler arasında mavi renginin anlamı, yeryüzündeki tek ç

Dönme Dolap

  Çok eskidi bakışmalar baş başalar Sessizlik saatlerini çalan çanlar Şimdi bir bahar akşamı kokusu Bol sohbetli, çaylı Hava hafiften esiyor Gün batımının o nahoş turuncusu  Bizde sohbetler doğuruyor O bahar akşamlarının  Ilık sohbetleri Dönme dolap gibi Aynı yere defalarca gelir Biz yine de güleriz.