Ana içeriğe atla

Yedi Yıldız

Gözlerini kapatıp huzurlu bir ölümü tasarladın mı kendine?
Yemyeşil bir ormanın içinde
ya da sarp bir kayalıkta
uçurumun kenarında...
Kendi uçurumumuz, ölümümüz değil midir zaten ?
Ahşap evlerde takılı kaldı rüyalarımız.
Halbuki kanepede şöyle bir uzanıp
kitap okumalıydık.

Bir pencere açılıyor aydınlığa doğru
Yükseklerde süzülen kuşlar sesleniyor
Bembeyaz bir karanlığın içinde kalmış
Önünü göremeyen
Şu insanlara...

Gökyüzünde yedi yıldız göz kırpıyor
Karanlıkların en dibinden 
Varla yok arası
Bu sessizliği bozuyor.
Duyuyor musun?
Şarkı söylüyor.


Simge Damar

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fikirler ölmez.

 Sonsuz sevgi ve saygıyla...

Şükür cehalet bitti!

   Şükür cehalet bitti!   Kimse okumuyor, herkes yazıyor.  Kimse öğrenmiyor, herkes biliyor.   Kimse susmuyor, herkes konuşuyor.   Kimse çekilmiyor, herkes ortada.  Kimse kederlenmiyor, herkes şenlik.  Tevazu bitti. İncelik bitti. Hatıra bitti. Gönül bitti. Şarkı bitti.  Şükrü Erbaş

Yeryüzündeki Tek Çatımız Gökyüzü

      Aile büyüklerimizin çoğu Bulgaristan ve Romanya göçmeni. Zamanında Türkiye’ye gelen aile büyüklerimiz göçebe hayatını devam ettirmek zorunda kalmışlar. Çünkü, Türkiye’de istenmemişler. Türk olmalarına rağmen. İstenmeme sebepleri ise ecnebi diye nitelendirdikleri yabancı kültürü Türkiye’ye onların getirmesiymiş. Bu bilgileri dedeme de dedesi anlatmış. Zar zor yerleşebilen göçmenler hep bir arada yaşar, yaptıkları evlerin dışını mavi renge boyarlar maviyi çok severlermiş. Dış cephesi mavi olan bu evlere dışarıdan bakanlar anlarmış ki bu ev göçmen evi. Göçmenlerin h emen hemen her eşyası mavi olurmuş.  Müstakil evlerinin dışını da hala usulen mavi boyarlar. -  Peki bu mavi ne anlama geliyor ? - Gökyüzü.  Cevap bu kadar basitti. Sonra dedem anlatmaya başladı. Göçmenler kolay kolay bir yere ait hissedemiyorlar, orayı ev veya yurt olarak benimseyemiyorlarmış. Gökyüzü ise nereye giderlerse gitsinler onların tek çatısı olmuş.  Göçmenler arasında mavi r...