Ana içeriğe atla

AYKIRI YAŞAMAK


 AYKIRI YAŞAMAK

Geriye dönerek yanıtlıyoruz birbirimizi 

Bir destek aranır bir güç alırcasına 

Dönerek ikide bir anıların ülkesine...

Alnımızı gererek konuşuyoruz, kaşlarımızı 

Bir ince eğimle siper edip bakışlarımıza

Çok iyi bildiğimiz bir duyguyu 

- O biraz yenilgiye biraz ezikliğe benzer

Ortak yaşadığımız sızım sızım-

Saklamaya çalışıyoruz birbirimizden .


Uzun uzun susuyoruz sözün kıyılarında

Hangi kapıyı aralasak bir uzaklık esiyor

Hiçbir düşünceyi sonuna dek götüremiyoruz.

-Böyle belirlenmiş sınırlar içinde 

Bir iç denetimle, bir dış denetimle

Konuşmak da eski adını yitirdi-

Düşler kuruyoruz yeniden gelecek üzerine 

Kaldırıp kirpiklerimizi ayak uçlarımızdan 

Dağlara bakıyoruz, ufuklara, bulutlara

-Ah o insan yüreğinin değişmeyen tutkusu-

Şükrü ERBAŞ




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeryüzündeki Tek Çatımız Gökyüzü

      Aile büyüklerimizin çoğu Bulgaristan ve Romanya göçmeni. Zamanında Türkiye’ye gelen aile büyüklerimiz göçebe hayatını devam ettirmek zorunda kalmışlar. Çünkü, Türkiye’de istenmemişler. Türk olmalarına rağmen. İstenmeme sebepleri ise ecnebi diye nitelendirdikleri yabancı kültürü Türkiye’ye onların getirmesiymiş. Bu bilgileri dedeme de dedesi anlatmış. Zar zor yerleşebilen göçmenler hep bir arada yaşar, yaptıkları evlerin dışını mavi renge boyarlar maviyi çok severlermiş. Dış cephesi mavi olan bu evlere dışarıdan bakanlar anlarmış ki bu ev göçmen evi. Göçmenlerin h emen hemen her eşyası mavi olurmuş.  Müstakil evlerinin dışını da hala usulen mavi boyarlar. -  Peki bu mavi ne anlama geliyor ? - Gökyüzü.  Cevap bu kadar basitti. Sonra dedem anlatmaya başladı. Göçmenler kolay kolay bir yere ait hissedemiyorlar, orayı ev veya yurt olarak benimseyemiyorlarmış. Gökyüzü ise nereye giderlerse gitsinler onların tek çatısı olmuş.  Göçmenler arasında mavi r...

BÜTÜN

Anın parçalanmaz geçitleri paramparça oldu. O boşluktan içeri ışık girdi. Esaretinde bağımsız bir içtenlikle Sildi göz yaşlarını. Sırılsıklam karşılaşırsan kendine Şaşırma! Sınırlı anlayışlarınla Dağıldın bu çatışmada Ama yok olmadın da o farkındalıkta! Simge Damar

ÇIĞLIK

     Sadece şiddetli bir haykırış mıdır?  Bir çırpınıştır, ağladığımız duyulmasın diye kendi nefesimizde boğuluşumuz. Çok şey gizlidir bu irkilmelerde, bir duyurudur karşısındakilere. Birikimdir, bu denli şiddetinin sebebi. Duyan kulaklara bir zahmet midir? Bu haykırışı işitmek. Yoksa bilir mi, sessizlikteki bu çığlıkları? Gerçek, bir çığlık kadar ürpertir mi? Cevabı evet olan bu soruları sormamızdaki amaç nedir? Yine çırpınmak mı? Suyu bulandırmak mı?                                   Gerçek bu kadar barizken.        Bizim için hak, hukuk, adalet kupkuru toprağın suya hasreti gibi.