GÜN BİTTİ
Gün bitti. Akşamlar oluyor dışarda.
Topladı altın saçlarını güneş annemiz
Göz pınarlarımızın incelen sularından
Bir çocuk başı gibi düşüyor uykulara dünya
Memesi alınmış birer bebeğiz şimdi hepimiz
İnen karanlığın iğneli beşiğinde
Ve yıldızlar öyle uzak, öyle uzak ki...
Söylenen şarkıyı duyuyor musun
Ağaçlarda ve kirpik uçlarında
Bundandır üşümesi içimizin
Kapımızı çalan keder, üstümüzdeki suskunluk...
Gün ne verdiyse tükettik çoktan
Eli para görmüş bir yoksul cömertliğinde
Işık, renk, koku, ses...
Değişik resimler çiziyor gölgeler alınlara
Düşlerle saldırıp anılarla vurarak
Düştü yaralı bir asker gibi eşiklere
Kanıyor kendi rengine göre herkes...
Bir sarhoş çığlığı ve ezik bir ezan sesi
Ağır küfürlerle bıçaklanmış incelik
Çırpınan göğsü bir kızın bir adamın hantal gövdesinde
Sevinci park kanepelerinde uçuşan acemi sevgi
Perde perde sızan ayrılık eriyen pencerelerden
Bir kadının direnci, gergin yüzü bir adamın
Yoksulluk ya da işkence
Akıl almaz kavrayışı küçücük çocukların
O her şeyi önceden bilen
Yaşlıların dayanılmaz saygınlığı...
Paranın ve korkunun kuyularında halkalanan inanç
Büyük yalan, incelmiş zulüm,
Yanılmış ve yağmalanmış halk
Sustukça derine düşen söz, uzaklaşan düş
Çekine çekine rengi uçan gülümseyiş...
Ağır bir demdir şimdi yaşamak yalnızlıklar katında
Ağulu, sınırsız ve düşlerden damıtılmış
Uğuldar durur derin rüzgarlar içinde savrularak
Yollarda, çatılarda ve yaprak uçlarında...
Ne olur yanımda katılsan gecenin şarkısına
Gitmeden yüreğinin ve sesinin mavi minesi.
1987
Şükrü ERBAŞ
Yorumlar
Yorum Gönder