Ana içeriğe atla

RUHUMUN DALGALARI

 

RUHUMUN DALGALARI

Ruhumun dalgaları, koşup kabarmayınız.

Her damlanız tutuşan göğsüme birer bıçak.

Kalbim bir kayadır ki, neredeyse yıkılacak,

Hayalden köpüklerle kalbimi sarmayınız.


Dümdüz olsam diyorum, ve kumlu bir sahili

Yalayan sular gibi siz de yavaşlasanız.

Bilmediğim yeni bir masala başlasanız, 

Çekilse kulağımdan hatıraların dili.


Ey eski günler artık bana yaklaşmayınız, 

Ey hayaller, vurmayın kalbimin sert taşına.

Bütün bir hayat bile değmez bir göz yaşına,

Ruhumun dalgaları, köpürüp taşmayınız.


Varlık,(43), 15 Nisan 1935

Sabahattin Ali





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeryüzündeki Tek Çatımız Gökyüzü

      Aile büyüklerimizin çoğu Bulgaristan ve Romanya göçmeni. Zamanında Türkiye’ye gelen aile büyüklerimiz göçebe hayatını devam ettirmek zorunda kalmışlar. Çünkü, Türkiye’de istenmemişler. Türk olmalarına rağmen. İstenmeme sebepleri ise ecnebi diye nitelendirdikleri yabancı kültürü Türkiye’ye onların getirmesiymiş. Bu bilgileri dedeme de dedesi anlatmış. Zar zor yerleşebilen göçmenler hep bir arada yaşar, yaptıkları evlerin dışını mavi renge boyarlar maviyi çok severlermiş. Dış cephesi mavi olan bu evlere dışarıdan bakanlar anlarmış ki bu ev göçmen evi. Göçmenlerin h emen hemen her eşyası mavi olurmuş.  Müstakil evlerinin dışını da hala usulen mavi boyarlar. -  Peki bu mavi ne anlama geliyor ? - Gökyüzü.  Cevap bu kadar basitti. Sonra dedem anlatmaya başladı. Göçmenler kolay kolay bir yere ait hissedemiyorlar, orayı ev veya yurt olarak benimseyemiyorlarmış. Gökyüzü ise nereye giderlerse gitsinler onların tek çatısı olmuş.  Göçmenler arasında mavi r...

BÜTÜN

Anın parçalanmaz geçitleri paramparça oldu. O boşluktan içeri ışık girdi. Esaretinde bağımsız bir içtenlikle Sildi göz yaşlarını. Sırılsıklam karşılaşırsan kendine Şaşırma! Sınırlı anlayışlarınla Dağıldın bu çatışmada Ama yok olmadın da o farkındalıkta! Simge Damar

ÇIĞLIK

     Sadece şiddetli bir haykırış mıdır?  Bir çırpınıştır, ağladığımız duyulmasın diye kendi nefesimizde boğuluşumuz. Çok şey gizlidir bu irkilmelerde, bir duyurudur karşısındakilere. Birikimdir, bu denli şiddetinin sebebi. Duyan kulaklara bir zahmet midir? Bu haykırışı işitmek. Yoksa bilir mi, sessizlikteki bu çığlıkları? Gerçek, bir çığlık kadar ürpertir mi? Cevabı evet olan bu soruları sormamızdaki amaç nedir? Yine çırpınmak mı? Suyu bulandırmak mı?                                   Gerçek bu kadar barizken.        Bizim için hak, hukuk, adalet kupkuru toprağın suya hasreti gibi.